İnsanların ruhsal olarak çökkünlük, enerjisizlik, hiçbir şeyden zevk alamama, kötü ve değersiz hissetme, uyku ve beslenme düzeninde bozulmalar yaşadığı ruhsal duruma verilen isimdir.
Her ne kadar bizi çökkünlüğe götüren durum yaşadığımız olay gibi görünse de kişiyi asıl depresyona sokan şey rutininden çıkmasıdır. Depresyona giren kişiler kendilerini mutlu hissettikleri zamanlarda yaptıkları aktiviteleri yapmadıkları için kendilerini kötü hisseder. Aynı kıyafetleri giymeye başlarlar, öz bakımlarına dikkat etmezler, madde kullanmaya başlarlar, kullanıyorlarsa miktarını artırırlar, sevdikleriyle görüşmeyi azaltırlar, sevdiği aktiviteleri yapmamaya başlarlar, sağlıksız beslenmeye başlarlar… Bütün bunlara pişmanlıklar ve kaygılar da eklendiğinde hayatları çekilmez bir hal almaya başlar.
Depresyon tedavilerinde en etkili yöntemlerden birisi “Bilişsel ve Davranışcı Terapi”dir. Bu süreçte ilk başta kişinin bozulan bilişsel süreçlerini anlamaya çalışılır ve bunun için de yaşanılan olayların bir analizi yapılmaktadır. Bundan sonra da stresle başa çıkma yöntemleri ve savunma mekanizmaları incelenip stresle baş edemediği durumlarda nasıl yaklaşımlar sergilemesi gerektiği anlatılır ve savunma mekanizmaları güçlendirilmeye çalışılır.
